22 Temmuz 2008 Salı

AB-Türkiye

TEZGÂHA bakın!.. PKK’lı bir eşkıya Avrupa Parlamentosu’na getirilmiş, Ali Babacan’la “Pişti” yapılacak!..Eşkıyanın salonda, hemen yanında ve hatta koluna girmiş olan kim?..Şu meşhur “Enişte!” Lagendijk!..Değerli Dışişleri Bakanımız ve “Müzakereci”miz Ali Bey, büyük bir mutluluk içerisinde Avrupalı dostlarına gitti biliyorsunuz... Daha birkaç gün önce AB’ciler, yine yeniden Türkiye Raporu hazırlamışlar ve “Son atışları” yapmışlardı! AB’ci muhteremlerin söylediklerinden bizim anladığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kayıtsız şartsız teslimiyeti idi, oysa değerli Bakan Ali Bey bu görüşte değildi ve AB açıklamalarını “Dostane” olduğu yönünde “Kanaat” sahibiydi...Kendileri böyle bir “Huzur” içerisinde Avrupa Parlementosu kürsüsüne doğru hamle yaptı, dostlarına hitap edecekti...AB mensubu Avrupalı parlamenter “Dostların” dostluk gösterileri ise bakınız neydi...PKK eşkıyasının güya “Kırmızı bültenle” aranan Gülabi Dere adlı militanı Avrupa Parlamentosu’na getirilmiş, oturum salonuna alınmış ve Ali Babacan’ın üzerine sürülmek üzere tezgahlanmıştı!..Avrupalı dostların kalibresi buydu ve bu herifler aslında son derece ahlaksız, içten pazarlıklı, Haçlı saldırganlardı...Ve bu saldırganların “Planı” işleme konulduğu sırada bizim diplomatlar vaziyete uyanıyorlar, Babacan’ı ikaz ediyorlar... PKK’lı eşkıya Gülabi, AB’cilerce parlamentoya davet edilmişti ve Brüksel polisi de, kırmızı bültenle aranan bu suçluyu tutuklamak bir yana, normal insanların bile izinsiz alınmadığı, pek çok arama ve güvenlik soruşturmasından sonra girebildiği Avrupa Parlamentosu’na kabul etmişti. Amaç, Türkiye Dışişleri Bakanı ile PKK’lı teröristi aynı salonda bir araya getirip, terör örgütüne bir şekilde “Tanınma” sağlamaya çalışmaktı!..Ve “Pişkinliğe” bakınız!..Türk heyeti, salondaki tezgahın hesabını sormaya yeltenince bakın nasıl bir “Rahatlıkla” karşılaştı... Avrupa Parlamentosu yetkilileri, Babacan’a “Gülabi Dere, salonda sadece 15 dakika kalıp çıkacak” gibi bir de inanılmaz “İşbirliği!” teklif edebildiler...Babacan reddedince de “Dramatik” sahneler yaşandı!.. Kırmızı bültenlik eşkıya Gülabi “Salondan” çıkmak istemedi!..Avrupa Parlamentosu yetkilileri, salondaki Dere’yi “İkna etmeye” çalıştılar. Sonunda, Lagendijk diller dökerek Gülabi Dere’yi salondan çıkardı...Şimdi bu noktada izninizle derin bir “Çüüşş!” diyeyim de fazla yorum yapmayayım...Yalnız kısaca hatırlatıvereyim... Bu “Ahlaksızca” tezgahı geliştiren Avrupa Parlamentosu’nun 21 Mayıs 2008 tarihinde aldığı kararlar şöyle idi...-Türk Askeri KKTC’den çekilsin,-Türk Ordusu’nun yönetim üzerindeki etkisi kaldırılsın,-Kürt Açılımı konusunda gecikilmesin,-Ordunun içindeki Ergenekon kökünden kazınsın (Not Yazar Bülent Esinoğlu’nun derlemesinde ki vurguyu tekrarlıyarak cümle aynen böyledir diyelim).Olan biten açıktır, Sevr silah atmadan “İstilayı” gerçekleştiriyor, bu satırbaşları gerçekleştiriliyor!..Kendilerinden o derece eminler ki, her türlü ahlaksızlığı da denemeyi kendilerinde hak olarak görüyorlar!.. Son olarak hazırlayıp burnumuza dayadıkları teslimiyet raporunu sunan Hollandalı Ruijten, resmi dayatmalarının ardından şifahen işlediği haltlarla da destan yazmıştı!..”Türkiye’deki savcılar pek yetkili” herzesinin yanında bir de parmağını sallamış “Lagendijk’e yapılan saldırılar”ın kabul edilemez olduğunu ihtar(!) etmişti...Tabii tık çıkmamıştı yöneticilerimizden!.. İşte o Lagendijk, AP’de koluna girdiği eşkıya ile sahnedeydi!..Bir hatırlatma daha yapayım da AB’li ahlaksızların nasıl aşağılıklar olduklarının altı sağlamca çizilsin!.. Bu “Çete” Türkiye Cumhuriyeti’ne “Giydirdikleri son raporlarında bir de “Artistlik” yapmışlar, PKK’yı kınadıklarını” ifade etmişlerdi..Hani şu “Parlamentoya getirdikleri eşkıya”nın mensubu olduğu PKK çetesini!..Ne iştir biliyor musunuz?..6 Ekim 1923 tarihinde işgal kuvvetleri, Türk Bayrağı’nı selâmlayarak İstanbul’u terk ederken, Yüzbaşı Armstrong, duygularını şu sözlerle dile getirmişti: “Ruhumun isyan ettiğini duyuyorum. Türkler sanki Kanûnî Sultan Süleyman devrinde imişler gibi düşünüyorlardı. İngiltere İmparatorluğu şerefinin bütün Asya’ya karşı, çamurlara yuvarlanması gururumu yaralıyordu!”İşte Haçlı’nın hesabı budur..

Behiç KILIÇ
Tercuman

Hiç yorum yok: